25 Mayıs 2017 Perşembe

Doktor Randevusu,25.05.2017


Bugün internet üzerinden çokça yaptığım araştırmalar sonucunda, hem çok iyi, anlayışlı hemde oldukça başarılı olduğu söylenen bir doktordan randevu aldım. Muayene tarihi 16 Haziran. Gideceğim hastane Ankara’da özel bir hastane.

Hastaneye gitmeye karar vermeden önce aslında eşimle açıkça konuştuğumda, o çocuk olup olmamasıyla çokta ilgilenmiyor, hatta işinin gelecek garantisi olmaması sebebiyle, garantiyi elde ettiğinde çocuğumuzun olmasını istiyor. Bu demek oluyor ki en az 2 yıl daha beklemek taraftarı... Ama benim hastalığımın geçip, sağlık durumumun iyi olması açısından başka da yol olmadığı için çocuk istiyor. Bu beni biraz olsun rahatlattı, çünkü neden çocuğumuz olmuyor, diye üzülen bir eş olsaydı, kendimi çok sorumlu ve suçlu hissedecektim. “Çocuk yapmak için olmasa da tedavi için iyi bir doktora gidelim” dedi, ve sonuç olarak önerilen bir doktora randevu aldım. Ondan önce bulunduğum yerdeki bir doktora görünüp son durumun ne olduğunu öğrenmek istiyorum. Umarım küçülme olmuştur... 

Visanne'nin Yan etkileri

Visanne Yan Etkileri

İlacın yan etkilerine gelince, bir çok yerde çok ağır yan etkileri olduğunu okumuştum. Ilacı aldığım gün okadar korktum ki korkudan ağladım. Ancak bende şimdilik o korkunç yan etkilerini göstermedi. Sadece arada bir moral bozukluğu ve ağlama isteği var. Ve ben ağlama isteğimi hiç bastırmadım, bu sayede rahatlama oldu. Ancak ağlamak için ne zaman kendimi tutsam en sonunda daha çok stres ve baskı oluyordu. Genel olarak psikolojik durumumda değişme tabiki var. Hayattan zevk almama ve her şeyin anlamsız gelmesi gibi. Hatta çocuğun olup olmaması bile çok anlamsız geliyor. Belki de bu yüzden depresyona girmedim. Her şey den önce bu duygu durumumun farkında olmam ve sebebinin ilaç olduğunu biliyor olmamdı. Mesela hiç sebep yokken bir şeye alınıp eşime kızdığımda aklıma ilk olarak ilacın bende yarattığı duygusallığı hatırlayıp, gerekiyorsa eşimden özür diledim... Yani en önemli şey kötü hissettiğiniz her şeyin hormonlardan dolayı olduğunu biliyor olmanız.

Yapay bir menapoz dönemi oluşturduğu için, bir çok menapoz belirtilerini yaşıyorum. Bir anda üzerinde ağırlık varmış hissi. Üzerimdeki tüm kıyafetleri çıkarsamda geçmeyen boğuluyormuş hissi. En çokta kalp atışlarının artması bende fizyolojik olarak görünen etki oldu. Hatta boyun bölgemdeki damarlarda zonklama oluyor ve halsizleşiyorum. Bunun nedeni tansiyon yükselmesi olabilir, tam olarak bunun ne olduğunu bilmiyorum. Ama çok hafif ev işi yaptığımda bile bu zonklama başımda zonklamaya dönüşüyor ve baş ağrısı olarak devam ediyor. Artık zonklamayı hissettiğimde oturuyorum sakince, ve tansiyon olma ihtimaline karşı limonlu su içiyorum, sarımsaklı tuzsuz yoğurt yiyorum... Bir kaç defasında limonlu su zonklamayı hafifletti.

Bütün bu yan etkilerini adet sancısı ile karşılaştırdığımda dayanılmaz yan etkiler değiller. Yaklaşık üç aydır o dayanılmaz, kıvrandıran adet sancılarım olmuyor, çünkü adet olmuyorum.

Başka bir yan etkisi ise libidoda düşüş olduğunu okumuştum. Bu konu ruhsal duruma göre değişiklik gösterse de genel olarak birleşmeye karşı bir isteksizlik ve üşenme olduğunu düşünüyorum. Yani istek olsa da, halsizlik sebebiyle isteksizlik oluyor.

Genel olarak ilacın en önemli hayatı etkileyen yan etkisi bende halsizlik oldu. Ikinci en önemli yan etkisi ise hayata karşı isteksizlik. Ne yapsak boş, bu tedaviler boş, zaten bir şey olacağı yok, hayatta her şey kötü gidiyor düşünceleri. Ama toparlamam kısa sürüyor.

Kitap okuyup hastalığı düşünmeye vakit bırakmamak gerekiyor. Birde her telefon çaldığında birilerinin hamile olduğu haberini almak, her internet sitesinde çocuklu fotoğraflar görmek 27 yaşında ve annelik hormonları tavan yapmış bir insan için yorucu oluyor. Bu sebeple kafamızı dağıtacak kitap, film, müzik tarzı etkinlikleri artırarak stresli türk dizileri, instagram, facebook gibi hayatın sadece mükemmel anlarının fotoğraflandığı platformlardan uzak kalmak ruhsal sıkıntıları azaltacaktır. Bir makalede de hobi edinmenin iyi geldiğini okumuştum ama insanların olduğu her yerde biraz stres oluyor, en güzeli evde yapabileceğimiz stressiz etkinlikler bulmak...

Başka bir ruhsal rahatlama ise, daha az akraba görüşmeleri olarak söylemek isterdim. Çünkü 1-2 aydır görüşmediğiniz insanlar muhtemelen hastalığınızı bilmedikleri için ve sizinle konuşacak ortak bir konusu olmadığı için “Eee! bebek nezaman?” sorusunu sormadan edemezler... Bu konuda ne yapılabilir gerçekten bilmiyorum ama bu bizim geleneksel sorumuz haline geldi. Toplum baskısı denilen bu davranış biçimi hiç bitmez.. “sınav nezaman? Okul nezaman bitiyor? Nezaman evleneceksin? Ne zaman bebek yapacaksın? Nezaman ikinci bebeği yapacaksın?...” bu sorular uzar gider, her yaşta her dönemde maruz kalacağımız bu soruları görmezden duymazdan gelmeye alışmaktan başka çare yok. İşin garip tarafı bu eleştiriyi yapan ben bile yakın gördüğüm kişilere sormaktan kendimi alamıyorum... Oysa ne kadar yanlış bir davranış. Bunu şimdi anlıyorum. Çünkü her insan bana bu soruyu sorduğunda bir kez daha aklıma geliyor ve “hastayım, olmuyor” diyemiyor, “Allah ne zaman kısmet ederse..” cevabıyla geçiştiriyorum. Kimi zaman düşünceli dostlarımız akrabalarımız yaşımızın artık geçtiğini hatırlatarak, bizim akıl edemediğimiz şeyi bize hatırlatıyorlar! Evet yaşımız geçiyor! Belkide her geçen gün azalan yumurta rezervimiz, kistler ile her geçen gün tahrip oluyor.


Visanne, Geçici Menopoz ilaçları

 VİSANNE

3-4 ay sonra tekrar muayeneye gittiğimde kistlerimin 5-7 cm olduğunu öğrenmem ile artık her şey daha zor olacaktı.

En sonunda araştırma hastanesinde beni biraz daha bilgili gördüğü için ya da kendimi iyi anlatabildiğim için az çok sorularıma yanıt veren bir doktor ile karşılaştım. 3-5 defa hastane git gellerinin sonunda mr,amh,smear testleri gibi gerekli testlerin yapılması ile beni bu konuda uzman bir merkeze gitmem konusunda uyardı. Bu arada Visanne adında endometriozis hastalarına verilen bir hormon ilacı verdi. Bu ilaç hastaları geçici bir menapoz’a sokuyor. Tedavi olana kadar bunu kullanmamı söyledi.

Kistlerim diyorum ancak Visanne kullandığım ikinci ay özel doktora gittiğimde, sağdaki kistimin çikolata kisti, soldakinin ise yumurtalık kisti olduğunu öğrendim. Soldaki 5 cm, sağdaki 5-7 cm. Aşılamaya da olumlu bakmayan bir doktor oldu bu defa. Çünkü aşılama için verilen yumurta geliştirici ilaç, soldaki yumurtalık kistini büyütebilirmiş. Ona göre tek yol Visanne’yi en az 6 ay kullanarak kistlerin küçülmesini beklemekmiş. Yani bekleyip göreceğiz dedi. Daha önce kistin bu ilaç ile küçüldüğünü hiç bir yerde okumadım, sadece büyümesini engellediğini biliyordum. Bu içimde küçücük bir umut doğurdu...

İlacı 2,5 aydır kullanıyorum. İlk ay kontrole gittim herhangi bir değişme olmamıştı. Doktor herhangi bir şey söylemediği için 1 kutu bittiğinde 1 hafta ara verdim. Ve bıraktığım günden sonra adet oldum. Bu tam olarak adet gibi değildi. 3 gün kahverengi lekelenme şeklinde oldu. Ağrı çok olmadı. Bu visanne ilacının en güzel yanı adet ağrılarını yaşamıyor oluşum. (Bu arada tanıdık bir doktora sorduğumuzda Visanne'nin ara vermeden kullanılması gerektiğini söyledi, özel hastanedeki doktor ise istersem her kutu sonrasında bir hafta ara verebileceğimi söylemişti. Ben ara vermemeyi tercih ettim)

Hastane ve Doktor Sorunsalı

HASTANE VE DOKTOR SORUNSALI

Endometriozis sorunum ile karşılaştığımdan beri bir yıl oldu. O dönemde yurt dışına çıkacağımız için tedavi ile uğraşmak istemedim ve eğitim-araştırma hastanesindeki doktorların ise bilgilendirme yetersizliği sebebiyle ilaç kullanmayıp 3-4 ay sonra tedaviye başlamayı tercih ettim. O dönemde 3 cm civarında idi. Tatile gittik geldik, Eylül’de pek bir değişme olmamıştı. Demekki biraz daha erteleyebilirim dedim. Erteledik yaşadığım yerde bulunan doktorlar insanı çileden çıkaracak durumda idi. Muayeneye girdiğim yerde doktor hanımefendi muayene ediyor, içeri girip “Yasmin yaz” diyor.. Bana evli mi ya da bekar mı olduğumu sorma gereği duymadan, ya da çocuk isteyip istemediğimi sormadan... Bende “çocuk istiyoruz ama” dediğimde yüzüme “Evli misin?” diye bakması...(kendimi neden anlatmadığım konusuna gelince, içeri girer girmez geç içeri dedi, karından ultrasonla baktı, bu esnada karbonatlı su, beta glukan vs. Kullanmamı önerirmisniz sorularını sordum ve cevap olarak betalglukan ne alaka anlamadım ama karbonat mideni kötü yapar dedi, zaten bu sırada muayene bitti içeri gidip yasmin yazdırdı). bu doktorlardan birisi idi. Başka doktorlarda yaşadıklarımda; içerde bekleyen 10 civarında hasta, herkesin üst üste beklemesi, muayene odasında vajinal muayene olurken içeriye meraklı hastaların kafa uzatarak bakması, stres yüklü doktorlar, stres yüklü sekreterler, sekretere bağıran doktor, doktorun arkasından konuşan sekreterler, hastalara bağıran sekretelerler, bozuk sıra bekleme ekranları sebebiyle kapıya yığılan hastalara böcek muamelesi yapan doktor, sekreter ve güvenlik görevlileri...
Hastaların bir çoğu eğitimsiz, bağ bahçe işi ile uğraşan köy halkı. Doğal olarak kendilerini anlatamıyor, doktorun anlattıklarını anlamakta güçlük çekiyorlar. Biraz bakımsız ve köy kokulular. Bizim egolu doktorların hoşuna gitmediği kesin. Azarlayarak anlatıyor ve anlamadıklarında etraftaki insanlardan anlatırmısınız lütfen diyorlar. Çünkü onu anlayacak en az 5 hasta var içeride. Mahremiyet diye bir şey yok zaten. Bir hasta utandığı için “içerde hasta var ama..” diye utana sıkıla doktorla konuştuğunda, “bir şey olmaz sen gir, soyun..” diyor.
Zaten hastalıkları ile yeteri kadar stres olmuş insanların hastanede gördükleri muamele, “öleyim daha iyi!” dedirtecek bir durumda. Hastaneye her gittiğimde ağlayarak bir daha buraya gelmeyeceğim diye söylenmem, ancak mecburiyetler ile tekrar aynı hastaneye hatta aynı doktorlara görünmek zorunda kalmak...
Eylülde Araştırma hastanesinde yaşadığım sinir bozucu anlardan sonra özel bir hastaneyi denemeye karar veriyoruz. En çok önerilen doktoruna randevu aldık ve muayene oldum.  Beni çok dinlemeyen soru sormayan bir doktor, ama ilk aşamada kistlerimin boyutunu söyleyip, rahim filmi(hsg) önerdi. Bunun sonucuna göre “eğer tuplerin tıkalı ise hiç buralarda vakit kaybetmeden aşılama tup bebek gibi yöntemleri değerlendirmeliyiz” diyerek net cevaplar vermesi hoşuma gitmişti. Hsg çekilmek için gün verdi, ancak korktuğum için erteledim... bu sebeple ilaç tedavisi gibi yöntemleride denemeden biraz daha bu şekilde vakit geçirmeyi istedim. Korkmak, erkek doktora ilk defa muayene olmak ve maddiyat bunu ertelememdeki sebeplerdi.

Sayfa Hakkında

Çikolata kisti konusunda internet üzerinde yaptığım  araştırmalarda işime en çok yarayan günlük tutmuş insanların yazılarıydı. Ancak belkide yoruldukları için yarım bırakılmış günlükler ile karşılaştım. Umarım çoğu anne olmuş ve bu sebeple ilgilendikleri konular değişmiştir. Ben yaşadıklarımı ayrıntılı olarak anlatarak benim gibi sıkıntıları yaşayan arkadaşlarıma yardımcı olmak istediğim için bir blog yazma kararı aldım.
Hikayelerini benimle paylaşıp, burada yayınlamak isteyen arkadaşlar ile özel olarak iletişim kurmak istiyorum.

Türkiye'de artık endometriozis hastalarına dair daha bilinçli bir ortam oluşturulması için bunu biz yapmazsak hasta olmayan birinin yapmasını bekleyerek boşuna beklemiş olacağız.
Eğer bu blog'u okuyan kişiler arasında, hastalığı bir şekilde yenmiş kişiler bulunuyorsa lütfen benimle iletişime geçsin!

Çikolata Kisti ile Yaşam Sürecim

 Yıllar geçmiş, her yıl gelecek yıl tüp bebek  tedavisi olalım diye diye bu güne gelmişiz.  Önce yüksek lisans bitsin dedik, bitti. Sonra Do...