Yıllar geçmiş, her yıl gelecek yıl tüp bebek
tedavisi olalım diye diye bu güne gelmişiz.
Önce yüksek lisans bitsin dedik, bitti.
Sonra Doktora dersleri bitsin dedik, bitti.
Şuan Doktora tez aşaması bitsin diyoruz...
Bakalım bitsin ne bahane bulacağız. Bu aşamada, bir yıldır iki yavru kedi sahiplendik, evimize neşe ve hareket getirdi. Biraz da kedi böyle yoruyorsa çocuk nasıldır diye gözümüz de korktu.
Bu aralar doğaya bırakmanın mantıklı bir çözüm olduğunu düşünüyorum. Olmuyorsa vardır bir nedeni... "ilk yıllar ya çocuğum olmazsa ne yaparım" stresinde ki ben, artık daha rahatım. Beynim bu gerçeği kabullendi. Tedavi olursam çocuk sahibi olabilirim belki, ama olmayadabilir, hayatın sonu değil.
Bu süreci kendi gelişimime bir fırsat olarak değerlendirmeye başlayalı baya oluyor. Ayakları üzerinde durmaya daha yaklaştım, daha güçlü hissediyorum. Güçsüz bir anne olmaktansa, çocuğuna her açıdan yetecek güçlü anne olmalıyım. Her şeyde bir hayır vardır, her şeyin bir doğru zamanı vardır.
Beklemek, sabretmek en doğrusu...
Bu güne kadar denediğim şeylere gelecek olursak, Yoga yaptığım zamanlar oldu, meditasyon yaptığım zamanlar oldu, farklı farklı hobiler denedim (örgü,dikiş, kayak, kitap okuma, bilmediğim bilgisayar teknolojilerini öğrenme...) ancak kistimle ilgili bir değişiklik olmadı.
2,5 yıldır hiç kadın doğuma gitmedim, değişen pek bir şey yok. Kistlerim hala ortalama 4-6 cm arasında. Hala iki çikolata kistim var, bir tanede normal yumurtalık kisti.
Tiroidlerimin az çalışmasının (hashimato başlangıcı) tüm bu sorunlara neden olan temel etken olduğunu düşünmeye başladım. Hashimatosu olan kimle konuşsam ya endometrozisi ya da polikistik over sendromu olduğunu duyuyorum. Belkide aslında olaya buradan yaklaşmalı...
Gelişmeler olursa bilgi paylaşımı yaparım.
Sevgilerle,
Endolu Günler
